- kazanmak
- оту; казану
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
kazanmak — i 1) Kazanç sağlamak Bu beş lirayı bitirmeden ben para kazanmalıyım. P. Safa 2) nsz Olumlu, iyi bir sonuç elde etmek Böyle yazılara hiç cevap vermeyiz ve yazı çok ağırsa dava açarak çok defa kazanırız. B. Felek 3) Çıkmak, isabet etmek 4) Edinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
puan almak (veya kazanmak) — 1) spor karşılaşmalarında başarılı bir oyun çıkararak kendine sayı sağlamak 2) genellikle test biçimindeki sınavda herhangi bir puan elde etmek 3) mec. itibar kazanmak, takdir edilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sevap kazanmak (veya işlemek) — hayırlı bir davranışta bulunmak Gülsüm ün sevinci sade sevap kazanmak ümidinden doğmuyordu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
alın teri ile kazanmak — hak ederek, çalışarak, emek vererek kazanmak Ama ekmeklerini alınlarının teri ile kazanan, yalan dolan bilmeyen ... gönülleri geniş insanlar yetiştiriyordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
boyut kazanmak — yeni bir durum, içerik, genişlik, kapsam kazanmak Bazı şeylere uzaktan bakmak, onlara, onlarda olmayan bir boyut kazandırır. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalp (veya kalbini) kazanmak (veya fethetmek) — ince bir davranış veya güzel bir sözle birinin sevgisini kazanmak, ilgisini çekmek Hele düzmece şehzadenin kadife pantolonuyla sivri güzel çehresi derhâl kadının kalbini kazandı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
sempatisini kazanmak — (birinin) sevgi, ilgi ve yakınlığını kazanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
açıktan (para) kazanmak — emek ve sermaye olmadan para kazanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
zaman kazanmak — vakit kazanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
başarı göstermek (veya kazanmak) — başarmak Arandığı, fikri sorulduğu, başarı kazandığı da oluyordu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
deneyim kazanmak — deneyimli duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük